Güle güle 2016! Her ne kadar ülkem için kendinden nefret ettiren bir yıl olsan da benim için başka anlamların var.
Gün geçmişle hesaplaşma günü! Şu andan geriye dönüp baktığımda at yarışı gibi koşturulmuş ama hiç yaşanmamış yıllar görüyorum. Üniversiteye girene kadar geçen çileli eğitim hayatı, girilen yüzlerce, hayatıma stresten başka hiç bir katkısı olmayan sınavlar.. Üniversitede desen, ileride iş ararken diğer binlerce mezundan farkım olsun diye kasılan ekstra stajlar, iş deneyimleri.. Daha bir oh diyemeden, tam mezun bile olmadan başlayan iş hayatı.. Kendini birilerine beğendirme, maaşını arttırma çabaları, mesailer, stres babam stres.. Sonra evlilik, çocuklar derken habire bir koşuşturmaca.. Hiç durmadan ama durmadan hayatı sana dayatılan şekilde, ailenin, çevrenin gururlanacağı şekilde yaşamaya kasma.. Senin verdiğin gibi görülen ama aslında ailenin veya toplumun sana dayattığı seçeneklerle şekillenmiş hayatlar.. Okumaya devam et →